Yedi sanatçının işlerini aynı mekânda buluşturan sergi, bireyin kimliğini tanımlarken karşılaştığı politik, yapısal ve sosyal engeller etrafında şekilleniyor.

Sergiye Halil Akdeniz, Özdemir Altan, Mustafa Ata, Tomur Atagök, Bedri Baykam, Bubi, Adnan Çoker, Ali Teoman Germaner (Aloş), Mehmet Güleryüz, Mehmet Gün, Ergin İnan, Balkan Naci İslimyeli, Nur Koçak, Komet, Zekai Ormancı, Abdurrahman Öztoprak, Güngör Taner ve Utku Varlık gibi Türkiye’de sanat tarihi açısından önemli 18 sanatçı katılıyor.

‘Saklı’ adlı bu sergi için Overthose Nişantaşı’nın galeriyle bütün hâldeki 300 metrekarelik arka bahçesi de galeriyle bütün şekilde kurgulanarak, işlerin sergilenebileceği bir başka mekân hâline getirildi. Bu sayede iç mekânda üç boyutlu çalışmalarla başlayan sergi izleyiciyi dış mekânda, yani doğal peyzajı ve bitkisel çeşitliliğiyle dikkat çeken arka bahçesinde, her bir sanatçının kendi sanat anlayışı ekseninde ve mekânsal bağlamla ilişki kurarak ürettiği eserlerle karşılıyor.

İstanbul Bebek’teki Evin Sanat Galerisi de geçen hafta açılan sergiyle birlikte, 3 Ağustos tarihine kadar İzmirli sanatseverlerle buluşacak. Galerinin temsil ettiği sanatçıların son dönem eserlerine yer verdiği yaz karma sergisine paralel zamanlı olarak Alaçatı’daki sergide şu isimlerle karşılaşabilirsiniz: Nuri İyem, Neş’e Erdok, Rahmi Aksungur, Temür Köran, Hakan Gürsoytrak, Cansen Ercan, Zulal, Aylin Zaptçıoğlu, Emin Turan, Setenay Alpsoy ve Hakan Cingöz.

Ekşioğlu’nun ünlü koleksiyonunun tamamı -şimdilik- 50 farklı ülkeden 100 sanatçının yaklaşık 300 eserini bir araya getiriyor. m1886’daki sergiyse, koleksiyondaki çoğunluğu Türkiye’den 50 eser etrafında kurgulanıyor. Başlığında ‘izler’ ifadesini taşıması biraz da bundan. Önemli bir koleksiyondan mühim bir kesit.

Oyun, seyircinin dikkatini ebeveynler ile çocuklar arasındaki iletişimsizlik tehlikesine çekiyor. Bireylere kendi hayatlarında yaşadıkları kopuklukları düzeltmek ve düştükleri çıkmazlardan kurtulmak için yol gösterirken, aile içi sorunların kişisel problem değil, toplumsal birer sorun olduğunu savunuyor.

Üçüncü albümleri ‘Kindred’de açık ettikleri en belirgin şey şu: Artık dans pistinden hiç çıkmıyorlar. ‘80’lerin synth-popunu günümüzde en iyi icra eden oluşumlardan biri olan Michael Angelakos ve ekibi, 10 şarkı boyunca eğlenceli melodilerin yanı sıra, biraz funk ve biraz da groovy pop altyapıları eşliğinde sizi dans etmeye adeta zorluyor. Mutlu, pozitif bir albüm. Bu havalarda iyi gelir...